25 Şubat 2017 Cumartesi

Suriyelilere Vatandaşlık

Türkiye’de yaşayan Suriyeli göçmenlere vatandaşlık hakkı veriliyor. Bir bu eksikti. Onu da tamamladık. Kapıları açtık, ülkeye PKK’lı mı, IŞİD’li mi, PYD’li mi yoksa mantar gibi türeyen terör örgütlerinden bilmem neyli mi girdi bilmiyoruz ama yetmedi… Hepsine barınma, yatma kalkma imkanı sağladık, yetmedi… Hepsine aylık gıda yardımı (TL yüklenmiş kartlarla ve belirli (!) yerlerden alışveriş yapmaları zorunluluğuyla) yapıyoruz, yetmedi… Hepsini aylığa bağladık, yetmedi… Şimdi de vatandaşlık veriyoruz. Yeter mi? Bence yetmedi, yetmiyor, yetmeyecek…

Bu hak verilmeden önce bile bakıcı maaşı (neymiş efendim annesine bakıyormuş) için başvuranların haddi hesabı yoktu. Şimdiki müracaatları varın siz düşünün. Bu haktan önce esnafın dükkanını basıp milleti dövenler, mahallede terör estirenler, bu hak sonrası kendilerinin başka ne hakları olduğunu keşfederler, düşünemiyorum bile.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bazı sorumlulukları vardır. Örneğin vergi vermek gibi. Peki bunun gereğini yerine getirecekler mi? Başka şekilde sormak gerekirse, onlar da mahallemdeki bakkal amcanın ödediği gibi, vergi ödeyecekler mi? Bunun altyapısı hazırlandı mı? Yoksa yine vergisiz algısız diledikleri dükkanı tutup istediklerini satacaklar mı? Peki benim bakkal amcam nasıl rekabet edecek onlarla? Zaten güç bela evinin geçimini sağlarken?

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının diğer bir sorumluluğu da askerlik yapmaktır. Bu arkadaşlar yapacak mı askerlik?

Ülkemizde 3,5 milyon Suriyeli mülteci olduğu söyleniyor. Bence çok daha fazla ama 3,5 milyon diyelim. Bunun 1,5 milyonu da erkek olsun. Bunun da 1 milyonu askerlik yapmaya elverişli (yaşlı, çocuk, sakat olmayan) olsun. E o zaman kuralım bir kolordu veya ordu. Adını da SSK (Suriyeli Silahlı Kuvvetleri) koyalım. Eğitelim onları. Başika’da Iraklılara eğitim verebiliyorsak, Türkiye’de Suriyelilere (hele hele Türk vatandaşı olmuş), haydi haydi verebiliriz bu eğitimi. Alın size 1 milyonluk yetişmiş ordu. El Bab’a mı giderler, Rakka’ya mı giderler, hiç olmazsa enerjilerini benim esnafımın, benim mahallelimin üzerinde değil, vatanları, kutsal toprakları için harcarlar. İşte sizlere 1 milyon Mehmetçik, daha doğrusu ‘’Esedcik’’.

Kurtuluş savaşında neden biz de yapmadık aynısını? Neden bir ülkeye sığınıp kurtarın bizi demedik? Kazmasını, küreğini alan ecdadımız en yakın cepheye koşmadı mı?

E oldu. Onlar benim vatanımda dilediği gibi at koştursun, elinde sopa, gözüne kestirdiğinin kafasına indirsin, ben gideyim onun vatanını temizleyeyim. Nerede bu yoğurdun bolluğu?

‘’Kızları da alın askere’’ demişti Erkin Koray. Yok ağabeycim, bence ‘’Suriyelileri de alın askere’’. Hiç olmazsa kutsal bir görevi yerine getirmiş olurlar. Ne de olsa artık hepsi birer Türk vatandaşı(!).

Hadi Suriyeli kardeşim. İlk adımı sen atmış ol. Nasıl olsa aldın vatandaşlığı. Git en yakın askerlik şubesine. ‘’Ben askere gitmek istiyorum’’ de. Hiç olmazsa senin de bir şeyler yapmak için çabaladığını, elini taşın altına koyduğunu görelim. Yoksa yine ‘’Sofrayı kuran kaldırır’’ mı diyeceksin?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder